11 Ocak 2018 Perşembe

KOYU ANTOLOJI-TEOMAN

KOYU ANTOLOJI





Teoman’ın sosyal medya hesaplarında 12 Ocak 2018 tarihi görünmeye başladığından beri bir albüm sürprizi geleceğini bekliyordum.  Ondan yeni üretimler bekleyen genç dinleyicilerine inat sabırla böyle bir albümü bekleme halindeydim. Internet üzerinden izleme şansı bulduğum son Zorlu Performans konserinde de böyle bir sinyal almıştım.  Teoman üretmiyor değildi, evet hızla tüketilen günlük hatta saatlik şarkıların popüler olduğu bir piyasaya koyarsanız O’nun 2015’den beri yeni bir albüm üretmediğini söyleyebiliriz.  Ama Teoman şarkılarını sırf müzikal güncellikleri ile değil de, bir müzisyenin bizlerle paylaştığı güncesi olarak dinlerseniz her bir şarkının, her bir albümün hikayesinin yıllar içinde ne kadar sağlamlaşarak unutulmazlar arasında yerini alacağını fark edebilirsiniz. Edebi yeteneği, müzikal kimliği ile buluşunca tabii çok okuyup, çok film izlediğini de unutmamak gerekir ki, Teoman şarkılarını besleyen bence bu unsurlar çok önemlidir. Amerikan kısa öyküleri ve bağımsız filmleri tadındaki şarkılarını Türkçenin zenginliği ile buluşturarak aslında şarkı söylerken bize sanatın tüm dallarında yol çiziyordur. Zaman zaman Munch’ın çığlık atan adamını bile görebileceğiniz şarkılarıyla, bize resim ve fotoğraf sanatının da bu hamurun mayasında yer aldığını göstermektedir.  

Kendi kendime sorduğum en önemli sorulardan biri hep buydu. Yıllardır neden hiç bıkmadan dinleyebiliyordum? İşte yukarda yazdığım bu nedenlerden dolayı. Birbirleri ile bağları olan albümleri yıllar geçtikçe yeniden yeniden bıkmadan dinlememin nedeni buydu. Albümleri müzikal anlamda değişikliklere kucak açıp güncel müzik unsurlarını barındırsa da Teoman’ın sözleri hep aynıydı. Adını verdiği Koyu antoloji gibi, koyu ve kıvamlı bir edebi ve görsel anlatım vardı şarkılarında. Bu benim gibi eski günlerde kalmış olanları olduğu kadar, yenilik arayışı içinde olan ve farklı olmayı arayan gençleri de bir araya getirebilen bir sihirdi. Gündelik popülerliği olan konulara takılmak ve sokak argosunu ya da popüler dili kullanmak yerine sözlüklerde gizli kalmış kelimeleri seviyordu. Şarkılarını kendi hayatından, gördüklerinden, etkilendiklerinden, aşklarından ve yaşadığı andan yarattığı için kendisi ile çelişkiye düşmüyordu. 

Teoman şarkıları üzerine sayfalarca yazı yazabilirim ama bunun ne bana ne de bu yazıyı okuyacaklara faydası olmayacaktır. Zira artık günlük hayatın hızında kısa kısa okumaya, kısa kısa yazmaya zamanımız var.
Bu nedenle sözü fazla uzatmadan, benim için kişisel anlamı olan bu albümün gelişine ne kadar sevindiğimi paylaşmak istedim. Beni yakından tanıyanların çok iyi bildiği gibi iyi bir dinleyiciyim. Arabama binenleri ve çocuklarımı bu konuda bıktırmış olsam da, hala ısrarla arabamda Teoman’dan başka müzisyenin dinlenmesine zor müsade ettiğim bilinir (hoş bu inadım son zamanlarda kişisel tanışıklığım olan Fabrice’in albümü ile kırılsa da, biraz da Christophe Mae’ye izin olsa da bilenler bilir)

Çünkü ben Teoman’ın şarkı sözlerini ve o sözlerin albümle bütünleşen hikayelerini çok seviyorum. Bu nedenle Teoman benim kendi kişisel tarihimde sevdiğim müzisyenler arasında önemli bir yere sahip. Yirmi yıldır yurtdışında yaşayan biri olarak, hiç bir albümünü çıktığı anda alamadığım için bu yeni albüme de kavuşacağım günü beklemekten başka çarem olmayacak. Bunların yanı sıra bunca hayranlık lafları savursam da bilenler bilirler, ben hayatımda sadece bir kez Teoman konserine gittim. Bu da 2011 yılında idi.  O da konseri verdikten sonra, müziği bırakmış olduğunu açıklamış olanıydı. Bu kadar talihsiz bir Teoman dinleyeni olarak bu albüme kavuşacağım günü beklerken şarkılarla ilgili fikirlerimi yazayım istedim.

Ben bu albümün çıkacağının basın bültenleri yayınlanmaya başladığı andan itibaren kendi listemi yapmıştım. 26 şarkıyı biraz geçse de , benim listemde yer alan şarkıların çıkacak albümde yer alması gizli gizli sevindirdi beni. Ödül almış ilkokul çocukları gibi sevindim. Çünkü benim için kıyıda köşede kalmış, yeterince ilgilenilmediğini düşündüğüm Teoman şarkıları bu albüm sayesinde gün yüzüne çıkacaktı. Ustanın söylemeye getirdiği gibi bu popüler bir albüm değil ağırbaşlılıkla dinlenecek kişisel bir konser. Böyle bir albümü biz sadık dinleyicilerine sunduğu için teşekkür ederiz.

Albümün tanıtımında gördüğüm listeye göre şarkılar üzerine hissettiklerim ya da bir iki unutulmuş şarkı hakkındaki hissiyatım...

DISC-1
Tuzak -En Güzel Hikayem

Her zaman beğendiğim şarkılar arasında gelmiştir, ben de listemde yer vermiştim. Özellikle başlangıcını çok severim bu şarkının. Umarım daha sert ve davul ağırlıklı bir versiyonu çıkar karşıma...Yıllardır hep kendi kendime sorduğum soruların cevabının olduğu bir şarkıdır. Sahip olmak, kendimiz de dahil olmak üzere neyin, ne  kadar sahibiyiz? Sulara yazılan yazılar....

Güzel Bir Gün-En Güzel Hikayem

Bu şarkıyı sonuna kadar açıp arabada güneşi karşıma alıp kaç defa hayal ettim ölümü, ölmeyi...yok intihar fikri değil ama yaşama bir türlü dahil olamama duygusu, en koyusundan yalnızlık hissi ..hayatı kaç defa sorguladım...mümkünse paramparça senfonideki versiyonu gibi biraz karamsar olsun...

Bugün- En Güzel Hikayem

Tamam artık itiraf edeceğim. Ben bu şarkının Kreş versiyonunu daha çok seviyorum galiba. Hatta bir ara telefonumda alarm sesiydi. Teoman duymasın aman telif falan ister hayatta ödeyemem. Belki de en çok sevdiğim Teoman Şarkısı...Yüzmeyi öğrenmiştim sanki bugün...tuzak....


Renkli Rüyalar Oteli- Renkli Rüyalar Oteli

Klibi hiç beğenmemiştim. Ama bu şarkı hep favorilerimdendir. Eski Amerikan filmlerinden çıkma bir havası vardır. Bu albümde sesi hayli yorgundu. Umarım yeni versiyonunda daha heyecanlı söyler. Daha hızlı, kıvrak bir hale de gelebilir, ya da tam ters köşe olup sadece mırıldanılan bir şarkı olarak da çıkabilir. Tam ters köşe yapılacak bir şarkı. Heyecanla bekliyorum...


İstanbul’da Sonbahar-Gönülçelen

Bu şarkıya hayranlığımı ve bu şarkıyı dinleyip sürekli ağlamamı yazmayayım. Akustik bir versiyonu ile karşıma çıkarsa çok sevinirim. İstanbul ve sonbahar takıntılı biri olarak şu iki kelimenin bir araya gelmesi bile beni hüzünlendiriyor. Galiba kişisel tarihimin en arabesk Teoman şarkısı. Bana İhmal Amca’nın Şeytan Uçurtması kitabını hatırlatıp ağlatıyorsun...


Galata’da Rıhtımda-İnsanlık Halleri

Hikayesi olan ve beni uzun yolculuklara çıkaran şarkılardan biri daha, yine daha sert ve daha gitar tınıları ile beklediğim, mümkünse koyu bir sesle söylenesi şarkı...Sırılsıklam yağmurlara gelsin...insan bekliyor bekliyor işte...


Bazı Yalanlar-O

Teoman’ın gençlik yıllarından kalan bu şarkısını hep sevmişimdir. Uzun süre dinlemeyi unutmuşum, geçen yaz tesadüfen dinleyince yeniden keşfetmiş gibi olmuştum. Beni gençlik günlerime götüren ve o günlerde yaptığım mutlu olma kavgalarını hatırlatan nostaljik bir şarkı...bütün hayatlar kısaymış....bu şarkıyı dinlerken geçmişe gitmek güzel....


İki Çocuk- Renkli Rüyalar Oteli

Bulunduğu albümde biraz iğreti duran  gibi bir şarkı olmuştur. Albümün hikayesinde yeri biraz belirsizdir. Genelde kişisel kimliğini koyduğu şarkılarına göre en politik olanı budur. İki çocuk benim için yürek burkan bir şarkıdır. Onunla ilgili bir yazı yazmıştım ama şimdi bulamayacağım.  Gelmiş geçmiş en cesur politik şarkılardan biridir ve içinde çok derin soruları vardır. Bu şarkıyı ve çığlığını duyabilsek bu kadar çok kavga eder miydik? Tüm ölü çocukların ardından...annelerinin rüyalarında....


Hem Hayattan Hem Ölümden-  Eski Bir Rüya Uğruna

Bu şarkı bana annemi hatırlatıyor. Hayatı ve ölümü o kadar çok sorgulatıyor ki, O’nu kaybettiğim an üzerime çöken korku ile yüzleşmemek için aynaya gizlice bakıyorum...Sardunyalar bana Ruhi Bey’i hatırlatıyor...Kısaca içinde gidip gidip geldiğim hayli koyu bir şarkı...bu şarkının yürüme hızımı artırdığı da kişisel olarak gözlemlenmiştir.



Fahişe- İnsanlık Halleri

İşte ancak Teoman’ın söyleyebileceği bir şarkı...İki yüzlü bir dünyada yaşıyoruz. Kimse bu kelimeyi telaffuz etmeye cesaret edemiyor. Munch Çığlık tablosunu seyrederken dinlenirse beyinde uzun süre uyuşukluk yapabilir... 

aşk ta basit pişmanlık ta hayat hoyrat bu zamanda
şahin kuşa kuzgun leşe ben değil bu hayat fahişe

aynı sertlikte mümkünse uzun bir gitar solo ile gelsin….


Paramparça-Onyedi 

Evet bir Teoman antolojisinde olmazsa olmaz bir şarkı ama, ıssız adam formatındaki bar kahramanları o kadar çok seviyor ki…Teoman müzikal kimliğinin mihenk taşlarından olan bu şarkıya sevgim azalıyor. Oysa boş bir yüzme havuzu sonbaharda cümlesini duyduğum andan itibaren vurulduğum şarkılardan biriydi. Bir de Sezen Aksu söylemeseydi….daha paramparça kalacaktı aklımda…umarım bu tatsız hatıraları silecek sert ve acıtacak bir şarkı olur…bu albümün en arabesk şarkısı olarak beklediklerimden….


Duş-En Güzel Hikayem

Bu şarkıya yer vermeseydi Teoman ile ilgili düşüncelerimi gözden geçirecektim. Gerek müzikal zenginliği, gerekse sözlerindeki cesaret nedeniyle hayli beğendiklerimden…çok şehvetli görüntüler içermesi biraz rahatsızlık veriyor. Arabada çocukların yanında yasaklı şarkılardan biri sözlerini açıklamakta hayli zorlandığım için çoğunlukla sansür yapıyorum. Ama şimdiye kadar kim milyonlarca doğmayacak çocukları bu kadar güzel anlatabilmiştir?


Elveda-İnsanlık Halleri


Baştan sona sözleri için bıkmadan milyon kez dinleyeceğim Teoman şarkılarından…

İhtimalsiz bir hayal yok ki dünyada
Varsa bile yok farzedip
Yalvarırım Tanrı'ya

Bir gün gelir de dünya tertemiz olursa
İsyan etmem bundan sonra
Zamanın ruhuna

Ağlasam aylarca
Uyusam yıllarca
Yoksa bile varedip
Yalvarırım Tanrı'ya

'Bir gün' gelir de dünya böyle kalırsa
Vazgeçer
İsyan ederim artık Tanrı'ya

Bırak beni kendi halime
Bırak peşimi
Elveda

Ellerimi dokundurdum denizin yüzeyine
Pürüzsüz suda halkalar yapsın diye

Her baharda varolmayan birine aşık olup
Hiç varolmamış bir dünyayı
Gerçekmiş sanıp
Bırak beni kendi halime
Bırak peşimi
Elveda

Bir gün gelir de dünya tertemiz olursa
İsyan etmem bundan sonra
Zamanın ruhuna

'Bir gün' gelir de dünya böyle kalırsa
Vazgeçer
İsyan ederim artık Tanrı'ya

Bırak beni kendi halime
Bırak peşimi
Elveda


“Ellerimi dokundurdum denizin yüzeyine
Pürüzsüz suda halkalar yapsın diye” sadece şu cümlenin güzelliğine bakar mısınız. Başka sözüm yok….




DISC-2

Kelimeler-Renkli Rüyalar Oteli

Kelimelere bu kadar takılmış bir adamın Kelimeler adına bir şarkı yapmaması olmazdı zaten…Bir bahar rüzgarıyla savrulan yeşil bir yaprak gibi, capcanlı renkli bir şarkı müziğiyle, ama sözleri yine içini deşiyor insanın…


1 Kadın 1 Erkek-Insanlık Halleri

Kadın ve erkek olma hallerini bu kadar güzel anlatan bir şarkı olamaz benim için 

Kadın ağlar
Erkek bakar
Kadın duyar
Erkek duymaz
Kadın sorar
Erkek susar
Kadın gider
Erkek içer

Tanıdık gelmeyen varsa parmak kaldırsın…sessiz bir duet gibi…



Istasyon İnsanları- Gönülçelen

Benim en çok sevdiğim Teoman şarkısı. Ruhi arıyor. Bu cümleyi beni iyi tanıyanlar bilir. Haydarpaşa Garındaymışım da, Edip Cansever şiirine kaptırmışım kendimi gibi. Sadece o kavuniçi balık için bile peşinden gidilesi bir şarkı… tamam itiraf edeceğim…beni aradığınızda eğer telefonum sesli aramaysa bu şarkı çalıyor...bu yıllardır değişmedi…eğer bu itiraftan sonra yüklü bir telif ücreti istenmezse böyle devam edecek….


Terlemeden Sevişenler-Renkli Rüyalar Oteli

Yine film gibi bir şarkı…güzel görüntüler eşliğinde gelir hep gözümün önüme…tutkunuzdur yazgımıza…bazı kelimeler gibi bizi bırakmıyor yazgı…yaşamama yorgunu hayatlarımızın itirafı…


Kıskançlık-Teoman


Başlangıcını sevdiklerimden….Nereye gideceğini bilmeden savrulan şarkılardan…Bitiyor da, yeniden başlayacak gibi…o kadar çok tanıdık bir duygu ki…karın ağrısı gibi… nasıl bir şarkı olmuştur acaba?


Gökdelenler-En Güzel Hikayem

Teoman ile ilgili bir film yapsam bu şarkıyla başlarım…O kadar isyan eden bir şarkı ki, Hayko Cepkin söylediği zamanda çok sevmiştim…Tanıdık duygular, bezmişlikle isyan arasında gelip giden günümüzün hali…daha sert bir versiyonu ile beklediklerimden….




Mavi-Gönülçelen

Küçük kızımın Gönülçelen albümündeki favorisi, birlikte dinlemeye bayılıyoruz.  Geçmiş bir yaz akşamına ışınlanıyoruz gibi…eski, sıcak, tanıdık ve özlenen duygular…mandalina kokusu gelmiyor mu burnunuza?


Limanında- Eski Bir Rüya Uğruna

Albümü dinlediğimde canımı en çok yakan şarkı bu olmuştu. Çay ve simitin buruk birlikteliğinden bu kadar kasvetli bir şarkı…ardından videosu geldi…Dinledikçe boğazımda bir düğüm…gidenlerin dönmediğini yaşayarak öğrenmiş biri olarak…bu şarkı daha da canımı acıtsın diye…ağlamaktan gözlerimi kanatacak bir versiyonunu bekliyorum…merhamet…yorgunsun…evet bu benim…


Doktor-Gönülçelen

Bu şarkıya kaç senaryo yazdım bir ben bilirim. İçinde koca bir film yaşıyor, çıkartabilene başarılar… Bak bir sardunyalı şarkı daha… 

Ruhi Bey siz söyleyin o zaman…..

“Beni bir sardunya büyüttü belki.” 


Öyle büyük ki inan doktor içimdeki boşluğum Ne koyarsam koyayım hiç dolmuyor Eğer böyle yaşarsam hep aynı acıyı Bu sıcaklar bile beni donduruyor…



Ayna-En güzel Hikayem

Balans ve Manevra filminde dinlediğimde, tam da işte böyle olmalıydı dediğim şarkı. Tam da bir filmin siyah beyaz karesi…Koyu bir balgam gibi, daha da şiir gibi gelecek bence…Yaşa yaşa yaşa…hissemize düşen bu…gitmek yok, kalmak kararı…zaten olacaklar oluyor…tecrübe ile sabit…


Sessiz Eller-O

Bıkmadan usanmadan dinleyeceklerimden. Çok eskilerden. Bu kadar naïf, bu kadar zarif bir şarkı unutulmamalı… 

Ben hala ararım  Bilinmeyenin ulaşılmaz balını  Kaçarım kalabalıktan,  Yalnızlıktan, …

Hala bu ruh halindeysem, acaba? Bu şarkı içinde gençliğimize dair  nice güzellik taşıyor…mor halkalı yaralı gözler…kıyılarıma vuran sen misin?

Soluk Soluğa-Gönülçelen

Tanıdık bir ayrılık hikayesi, kaç defa yaşadık hayatımızda…maalesef arabada sansürüme takılanlardan…çocuklar yüzünden rahat rahat dinleyemediklerimden…ama bir o kadar da hayatın gerçeklerinden…kim hayır diyebilir ki?


Yalnız Kalpler Sutunu-Insanlık Halleri

Arasına bir kitap ayracı konulmuş bir roman gibi…Olmazsa olmaz Koyu Antoloji şarkısı bence…Değişik bir versiyon bekliyorum…

Açık penceresi soğuk günlerde bile 
Belki biri girer diye 


Bu kadar güzel anlatılmaz ki yalnızlık, insan çok heves ediyor…


Bu Koyu Antoloji 2018 yılının en güzel hediyesi oldu. Kendi listemle karşılaştırdığımda keşke olsaydılar dediğim şarkılar da bir gün böyle bir araya gelirler umarım. Anlatacak hikayelerinin hiç bitmemesi dileğiyle, müzik devam etsin…Teşekkürler Teoman.



SunA.K.
Wokingham  11.01.2018 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder